En Yakın Fotofinişler #1: Pendleton – Meares

Günümüzde birçok sporda olduğu gibi (Örnek: Atletizm, motor sporları, at yarışları) bisiklet sporunda da fotofiniş teknolojisi kullanılıyor. Hatta bu kullanım opsiyonel olarak organizatörlerin tercihine bırakılmadan direk olarak üst seviye profesyonel yarışlar için şart koşuluyor. Bu sayede galibiyetler gerçekten finiş çizgisinden ilk geçene ve hak edene verilebiliyor. Ben de doğal olarak destekliyorum foto finiş teknolojisinin kullanılmasını ve mümkün olduğunca da sürekli geliştirilmesi taraftarıyım. Birçok popüler sporda müsabakaların kazananları, kaybedenleri, şampiyonları hakemin bazı durumlarda 50m’den çalacağı bir düdüğe bakarken, foto finiş gibi başarısı ispatlanmış teknolojilerin iyice yaygınlaştırılması bir sporsever olarak sahalarda, pistlerde, salonlarda görmek istediğim bir durum.

Özellikle pistteki neredeyse tüm yarışlarda ve zaman zaman da yoldaki toplu sprint finişlerinde canlı yayını takip ederken tam olarak kazananı süzemeyeceğimiz türden finişlere tanık oluyoruz. İşte bu noktada genelde alışageldiğimizin haricinde bir bisikletçinin elini havada, sevinç kutlaması yaparken görmekten mahrum kalıyoruz. Bunun yerine gergin bir bekleyiş başlamış oluyor ve bisikletçiler merakla fotofiniş sonuçlarının açıklanmasını bekliyorlar.

Biz de ekran başında bekliyoruz bu sonuçları. Eminim hepimiz canlı izlerken kazananı kendi gözümüzün elverdiğince tespit etmeye çalışıyoruz ve fotofinişin de bunu onaylamasını bekliyoruz. Özellikle yarışın bu anı izlenirken televizyon başında eşler, dostlar, arkadaşlar varsa o zaman hafiften iddialaşmalar bile yaşanabiliyor. Gerçekten keyifli saniyeler, belki de dakikalar yaşatıyor bize sporcular.

Adrenalinin zirve yaptığı anları hatırlamak ve bir anlamda naçizane onurlandırmak istiyorum. Başlamak için en yakın tarihi seçmek her zaman benim için en kolayı oluyor, o nedenle Pendleton – Meares ile başlayalım.

Veledromdaki en çetin rekabetlerden birisi Pendleton – Meares. Hatta biraz daha iddialı konuşmam gerekirse, erkekler yarışları da dahil olmak üzere, günümüzdeki en gergin ve en çekişmeli rekabetin Pendleton – Meares olduğunu söyleyebilirim fazlaca zorlanmadan. Bu rekabetin tabii ki bir geçmişi var ve hem olimpiyatlar hem de dünya şampiyonaları nezdinde bu ikili arasında ciddi final kapışmaları izledik.

Biraz geriye dönüp, Londra 2012 öncesinde bu iki başarılı bisikletçinin palmares’ine bir göz atalım. Hem Anna hem de Victoria olimpiyatlar tarihinin en başarılı bisikletçilerinden oldukları için, ikisinin de ismi olimpiyatlar için özel olarak hazırlanan Londra Olimpik Efsaneler Metro Haritası’nda yer almıştı. Ben de ilgili yazımda (Londra Metrosuna Olimpiyat Makyajı) detaylara değinmiştim. İşte palmares:

  • Victoria Pendleton: 6 Sprint Dünya, 2 Takım Sprint Dünya, 1 Keirin Dünya, 1 Sprint Olimpiyat, 8 Britanya Ulusal Sprint, 7 Britanya Ulusal 500m Zamana Karşı, 5 Britanya Ulusal Keirin, 3 Britanya Ulusal Scratch Yarışı Şampiyonluğu
  • Anna Meares: 1 500m Zamana Karşı Olimpiyat, 4 500m Zamana Karşı Dünya, 2 Sprint Dünya, 2 Takım Sprint Dünya, 2 Keirin Dünya Şampiyonluğu; 500m Zamana Karşı ve 200m Sprint Dünya Rekorları

Londra 2012

İki ismin de kısa mesafelerde yani sprint branşında uzmanlaştığının altını çizelim. Rekabetleri bireysel & takım sprint ve keirin yarışlarını kapsıyor. Aslında buna bir de 500m bireysel zamana karşıyı da eklemek lazım. Gerçi 500m bireysel zamana karşı, olimpik program çerçevesinde omnium’a dahil edildiği için ikili Londra’da bu branşta yarışamadı.

Geriye bireysel sprint, takım sprint ve keirin kaldı. İlk önce takım sprintte kozlar paylaşıldı. Hepimizi şaşırtan bir sonuçla karşılaştık. Sprint müsabakaları başlamadan önce yetkililerin yaptığı “Kurallar sonuna kadar uygulanacaktır.” uyarısına rağmen, bireysel yarışlarda birçok bisikletçinin kulvar ihlali yapması ve takım yarışlarında da bisikletçi değişimlerinin öngörülen bölgede ve öngörülen şekilde yapılmamasından ötürü birçok sürpriz sonuç ile karşı karşıya kaldık.

Bireysel yarışlarda “Best of 3” yani maksimum 3 yarış mantığı benimsendiğinden dolayı, bu 3 ayağın 1’sinde bu şekilde bir problem yaşasanız bile, diğerlerinde bunu telafi etme şansınız oluyor. Ama takım sprintte böyle bir durum söz konusu değil. Yarış başlayıp bitiyor yarım dakikayı biraz aşan bir sürede. Bundan sonra görevlilerin yaptığı incelemeler sonucunda bir kural hatası yaptığınıza kanaat getirilirse, direk olarak yarışı kaybetmiş sayılıyorsunuz ve bir sonraki tura rakibiniz yükseliyor.

Takım Sprint

En büyük 2 favori olan Büyük Britanya ve Çin bu dertten muzdarip oldular. Büyük Britanya final turuna bile yükselemedi, elemelerde dünya rekoru kıran Çin ise finalde kural hatası yaptığından ötürü gümüş ile yetinmek durumunda kaldı. Meares’ın yer aldığı Avustralya takımı ise biraz da bundan faydalanıp bronz madalyaya tutunmayı başardı. Özetle takım sprintte Pendleton – Meares rekabetini göremedik.

Keirin

Bu ikilinin 2. randevusu Keirin’de yaşandı. İki isim de elemelerde bir problem yaşamadan finale kalmayı başardı ve finalde yine gergin bir hava esiyordu. Tabii hepimizin bildiği gibi Keirin, sprint yarışmalarına göre daha fazla sürpriz faktörüne gebe bir yarış. Bunun da en temel nedeni bisikletçilerin ufak bir peloton halinde yarışmaları ve pistlerin yapısının muhtemel bazı atakları engellemesi ve bisikletçileri bazı durumlarda kısıtlaması. O da şöyle oluyor; örneğin son birkaç tura girerken iyice alevlenen yer kapma savaşı içinde kendinize iyi bir yer bulduğunuzu düşünüyorsunuz, mesela bu yer en sol çizgide önden 2. veya 3. sırada olsun. Hem en önde kalmadınız ve rüzgarı göğüslemek zorunda değilsiniz, hem de öne son derece yakınsınız.

Tabii sizin önünüzde, yanınızda, arkanızda da bisikletçiler var, onlar da mümkün olduğunca avantajlı bir pozisyonda yer almak istiyorlar. Bu itiş kakış devam ederken son tura giriliyor ve artık atak yapıp galibiyete koşmak istiyorsunuz ama önünüzdeki bisikletçi sizi engelliyor, dışarı çıkıp dışarıdan atak yapayım diyorsunuz yanınız da dolu, hadi hafif geri kalıp arkadan ve dışarıdan atak yapayım deseniz, hem dezavantajlı olacaksınız hem de muhtemelen arkanız ve arka yanınız da dolu. Yani belki de bacaklarınızda sprint atacak güç var, belki de o yarıştaki en güçlü bisikletçisiniz ama bu yarışı kazanabileceğiniz anlamına gelmiyor her zaman.

Bu nedenle en büyük iki favori Pendleton ve Meares olmasına rağmen, sonucun sürpriz olabileceğini biliyordu herkes. Bu şartlarda yarış koşuldu ve yine de çok büyük bir sürpriz yaşanmadı, sadece finişte beklenen rekabeti göremedik. En önde yer kapmak için biraz erken atak yapan Meares, enerjisinin neredeyse tamamını erkenden harcayınca hem son turda kendine istediği gibi bir yer bulamadı, hem de sprint atacak gücü kalmadı. Madalya umudunun kalmadığı anlayınca final sprintine bile kalkmadı ve arkalarda kaldı. Ama Vicky için durum tamamen farklıydı. Kendi seyircisi önünde takım sprintte yaşadığı hayal kırıklığından sonra son derece motiveydi ve Keirin ona ilaç gibi geldi. Son turlarda istediği pozisyonu buldu ve finiş sprintine de avantajlı bir şekilde çıktı ve altın madalyaya uzandı.

Bireysel Sprint

Beklenen sonunda son yarışta gerçekleşti. İki favori de finale kaldı ve birbiriyle eşleşti. Bundan sonra madalya garantiydi ikisi için de, ya altın alacaklardı ya da gümüş. Haliyle bu ikisi arasındaki fark onlar için dağ ile tepe arasındaki fark gibiydi ve son derece hırslıydılar. Vicky, Keirin’de aldığı altın sonrası biraz rahatlamış ve omuzlarındaki baskıyı hafifletmişti. Ama muhtemelen olimpiyatlar sonrasında emekli olacaktı ve bu final yarışı aktif kariyerinin son yarışı olacak gibi gözüküyordu. Bu yarışın hem final olması, hem olimpiyatlarda olması, hem kendi seyircisi önünde yarışacak olması ve hem de en ezeli rakibiyle karşılaşacak olması yarışın önemini iyiden iyiye katlamıştı.

Anna ev sahibi baskısını yaşamıyordu ama takım sprintte bronzla yetinip Keirin de ise madalya dışı kalmıştı. Onun açısından bu yarıştan altın çıkarmak oldukça önemliydi, olimpiyatları altın almadan kapatmak istemiyordu.

“Best of 3” şeklinde koşulacak final başlamadan, veledromda atmosfer tam anlamıyla görülmeye değerdi. Zaten veledromdaki tutkunlar sayesinde, pist yarışları olimpiyatların en görkemli ve popüler yarışlarından oldular. Bunun yanında kraliyet ailesinin düzenli katılım göstermesi, hatta basketbolda altın kovalayan Kobe Bryant’ın bile veledroma gelerek bazı yarışları izlemesi, bisiklet sporu adına son derece olumlu oldu.

Aslında kraliyet ailesinin tribünde yer alması ve sporun gelişimi arasında direk bir bağ kuramam. Daha doğrusu onları tribünde görünce sporun onların bile ilgisini çektiğini düşünerek mutlu olmam dürüst olmak gerekirse. Ama Britanya halkı gördüğüm kadarıyla bu aileyi sürekli izliyor ve takip ediyor, yaptıklarını yapmaya, gittikleri yerlere gitmeye çalışıyorlar. Hani bizim memleketteki dizilerdeki karakterlerin kullandığı eşyalar moda olur ya, hani bilmem kimin yüzüğü, kolyesi, hırkası gibi, orada da kraliyet ailesinin haliyle önemi çok büyük. Bu nedenle kişisel olarak onların tribünde yer alması bende direk olumlu duygular uyandırmaya yetmese de halkın da bu vesileyle daha çok ilgi gösterecek olması ve aynı zamanda da basında daha çok bisiklet haberlerine yer verilecek olması açısından düşündüğümde olumlu bir gelişme olduğunu ikna ettim kendimi.

Yarışa geçecek olursak. 1. ayağa çekilen kura sonrasında Pendleton önde, Meares arkada başlıyor. Sprint turu başladığında Vicky içten yani sprint kulvarında önden ilerlemeye devam ediyorken, Meares da dıştan gelip giderek hızlanıp son dönüş ile beraber öne geçmeye çalışacağı sırada önce Pendleton sprint kulvarının dışına çıkıp kulvar ihlali yapıyor ve bunun hemen sonrasında da ikili kolları ve omuzlarıyla birbirlerine temas ediyorlar. Neyse ki ciddi bir problem oluşmuyor ve iki bisikletçi de ayakta kalmayı başarıp son güçleriyle final sprintini atıyorlar. Pendleton önde girerken son metrelere, Meares da son saniyelerdeki atağıyla farkı kapatıyor ve ikili neredeyse çizgiden aynı anda geçiyorlar.

İlk ayak tamamlandıktan sonra hakemler görüntüleri inceleyip Pendleton’ın kulvar hatası yaptığı yönündeki itirazları değerlendiriyorlar, diğer bir yandan da görevliler fotofiniş ile çizgiyi kimin önde geçtiğine karar vermeye çalışıyor. İlk önce fotofiniş sonucunu öğreniyoruz. 0.001 saniye farkla Pendleton çizgiyi önde geçmiş!

Fotofiniş sonucuyla sevinen Britanyalılar, hakemlerin kararını açıklaması sonrasında üzülüyorlar, çünkü hakemler Pendleton’ın sprint kulvarını terk ettiği gerekçesiyle ilk ayağın galibiyetinin Meares’a gittiğini açıklıyorlar. İkili arasındaki temas da hakemler tarafından görülüyor ve orada da sanırım Meares daha hatalı olan isim ama kulvar ihlali bu temasın öncesinde geldiği için galibiyet Meares’in oluyor.

Sonrasında ikinci ayağa geliyor sıra. Meares bunu da kazanırsa altın madalyaya uzanacağını biliyor, Pendleton ise şansını sürdürebilmek için bunu kazanması gerektiğinin farkında. Bu sefer de Anna önce Vicky arkada başlıyor. Ama bu ayak ilk ayaktan biraz farklı bir şekilde gelişiyor. Meares taktiksel olarak Pendleton’ın kafasını karıştırmayı ve kendine avantaj sağlayabilecek pozisyonu yaratmayı hedefliyor. Pistin iç kısmında yer almak yerine sürekli olarak pistin dışarı kısmında yer alıp hızını oldukça düşürüyor. Bir noktada iki bisikletçi de “track stand” pozisyonuna kadar geliyorlar. Anna’nın istediği Vicky’yi öne geçirip kendisi arkada kalarak sprint için avantajlı bir pozisyon elde etmek ve bunu da başarıyor.

Vicky daha fazla track stand’de kalmak istemeyip pistin aşağısına doğru inerek öne geçiyor ve temposunu arttırıyor. Bu şekilde sprint turuna kadar geliyorlar. Yine yakın bir mücadele oluyor ama bu sefer herhangi bir kulvar ihlali veya bir fiziksel temas yaşanmıyor. Meares dışarıdan gelip temposunu yüksek tutmayı başarıyor ve finiş çizgisini önde geçip altına uzanıyor!

Anna’nın çok sevindiği her halinden belli olurken, Vicky’nin de hayal kırıklığına tribünler ortak oluyor. Aralarındaki gerginliğe ve altını kaybetmiş olmasına rağmen Vicky gidip Anna’nın elini havaya kaldırıp galibiyetini tebrik ediyor ve tribünler de bu centilmen jeste alkışlarla karşılık veriyorlar. Vicky bisikletten indikten sonra gözyaşlarına boğuluyor ve ne kadar üzüldüğünü bir kez daha görüyoruz.

Pistteki en büyük rekabetlerden birine yakışan çekişmeli ve yer yer gergin bir final izliyoruz. Bu finale bir de çok yakın bir fotofiniş sonucu eşlik ediyor, aradaki fark tam tamına 0.001 saniye!

Yarışın tamamını olimpiyatların resmi Youtube hesabı aracalığıyla izleyebilirsiniz, hem de 1080p. :)

 

Kaynaklar:

[1] http://www.theaustralian.com.au/sport/london-games/anna-meares-slumps-to-fifth-in-keirin-final/story-e6frgdg6-1226442696576
[2] http://www.telegraph.co.uk/sport/olympics/cycling/9461266/Victoria-Pendletons-sportsmanship-praised-by-arch-rival-Anna-Meares-at-London-2012-Olympics.html
[3] http://www.huffingtonpost.co.uk/2012/08/07/pendleton-takes-silver-meares_n_1751526.html
[4] http://en.wikipedia.org/wiki/Victoria_Pendleton
[5] https://twitter.com/#!/Scienceofsport/media/slideshow?url=pic.twitter.com%2FRe3zu03L
[6] http://en.wikipedia.org/wiki/Photo_finish
[7] http://en.wikipedia.org/wiki/Cycling_at_the_2008_Summer_Olympics_%E2%80%93_Women%27s_sprint
[8] http://en.wikipedia.org/wiki/Cycling_at_the_2004_Summer_Olympics_%E2%80%93_Women%27s_sprint
[9] http://en.wikipedia.org/wiki/2012_UCI_Track_Cycling_World_Championships_%E2%80%93_Women%27s_team_sprint
[10] http://www.london2012.com/cycling-track/
[11] http://en.wikipedia.org/wiki/Anna_Meares

Sayfanın oluşturulma tarihi: 16 Eylül 2012
Sayfanın son güncellenme tarihi: 16 Eylül 2012

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir