Türkiye Turu 2014 Tanıtım/Basın Toplantısı Bölüm 2

Sunum
Sunumun kendisine gelelim. Açılışı federasyon başkanı Emin Müftüoğlu yaptı. Kendisi artık UCI yönetim kurulunda da bulunduğu için, daha fazla sorumlulukları var. Ama umuyoruz ki bu bizim için bir dezavantaj değil de aksine avantaj olacak. Kendisi son 2 senedir TUR’u kazananların dopingli çıkmasına kısaca değindi ve bu sene katılacak takımlara biyolojik pasaport programında bulunma koşulu getirildi. Öğrendik ki Torku Şeker Spor bir kıta takımı olmasına rağmen, talep üzerine programa dahil edilmiş ve TUR2014’te ülkemizi “temsil edecekler”. Başkanın söylediğine göre bu sene artık doping sorunu yaşamayacağız ama buna şimdiden inanmak kolay değil maalesef. Bekleyip göreceğiz.

DSC09325 resized

Emin Müftüoğlu açılışı yapıyor

DSC09323 resized

Şans eseri efsane bisikletçilerimizin hemen arka masasına oturmuşum, bunu tabii ancak sunumun sonunda fark edebildim

Başkandan sonra  Türk Hava Yolları adına Genel Müdür Yardımcısı Faruk Çizmecioğlu,  Spor Toto adına Teşkilat Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Gençlik Spor Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Tamer Taşpınar sırayla sahne aldı. Burada da THY’nin başarılarını dinledik. Kaç ülkeye uçtuklarını, cirolarının ne olduğunu vs. Tahmin edersiniz ki bunların bisikletle veya TUR ile alakalı olduğunu söylemek güç. Geçen Haziran’da, bir üniversitenin mezuniyet törenine katılmıştım. Orada da bir THY yetkilisi sahneye çıkıp benzer şeyler söylemişti. O zaman da çok anlam verememiştim.

Bunun yanında sponsorluğa verdikleri önemden de bahsedildi. Ben de şu soruyu sormak istiyorum “THY’nin WorldTour seviyesinde bir takıma ana sponsor olmasından daha mantıklı bir yatırım olabilir mi?“. Bunu sunum sırasında tweet olarak da atmıştım, daha önceden de söylemiştim. Biliyorsunuz THY, Avrupa ve dünya çapında birçok yıldıza, takıma ve organizasyona sponsor oluyor. Bunların içinde Kobe Bryant, Lionel Messi, Barcelona, Manchester United ve Euroleague’i sayabiliriz. Bunlardan herhangi birine ödediği parayla WorldTour seviyesinde bir bisiklet takımına sponsor olmaları ve şimdikinden çok daha fazla kendilerini göstermeleri mümkün. Ülkemizdeki bisiklet sporuna ilginin katlanarak artacak olması ve Türk bisikletçilerin yetişmesine ön ayak olunması da cabası.

thy bisiklet forma

Pelotonda böyle bir formayı görmek kimin hoşuna gitmez? Bir etapta kaçış grubunda yer alsalar, her ekrana geldiğinde normalden biraz daha fazla heyecanlanmaz mıyız? Ya da tırmanışlı bir etapta bir atak yaptıklarında, kazanamasalar bile o an yarışın en önünde onları görmek, kazanma ihtimalini desteklemek kim istemez? (Görsel, @ozgurozan‘dan alıntıdır)

Sonraki sunumlarda da benzer bir içerik takip edildi. Genelde bisikletten bahsedildiğini söylemek güç. Daha ziyade TUR’un ülkeyi tanıtım özelliğinden bahsedildiğine şahit olduk. Bunun yanında İstanbul ve Konya’da yapılması planlanan veledrom projelerinden de kısaca bahsedildi. 2,5 sene içerisinde tamamlanması planlanıyormuş. Bu projeler hakkında bilgi ararken, daha dün Youtube’da paylaşılan Konya Veledrom proje animasyonuna denk geldim. İşte şu şekilde kendisi:

Veledromun etrafındaki araç park yerlerinin bolluğu dikkati çekmiyor değil. :) Bunun yanında veledromun içindeki pistin ortasında bulunan alana gerekirse bisiklet potaları koyulabileceğini görüyoruz. Böyle bir şeye ne gerek var tabii ki anlayamadım. Hatta Onur Narinoğlu arkadaşımızın Twitter’da söylediği gibi, duruma göre veledromda konser gibi etkinlikler de düzenlenebilir muhtemelen. Hali hazırda yeni inşa edilen bir tesis var, neden değerlendirmeyelim ki? :)

Aslında böyle peşin hükümlü bir şekilde eleştirisel yaklaşmayı çok sevmem, ama maalesef böyle örnekleri ülkemizde hep görüyoruz. Neden başka bir tesis de basketbol için düşünülmüyor?

Bizim böyle bir geleneğimiz var. Hazır bir yerde bir tesis varken iyice cılkını çıkaralım. En güzel örnek Sinan Erdem. Basketbol oluyor, tenis oluyor, yüzme oluyor, oluyor da oluyor. Ama aslında hiçbiri olmuyor. Çünkü antrenman amaçlı kullanılması mümkün değil. Eğer veledromun ortasına da basket potaları konursa, bir taşta iki kuş vurmak yerine, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz. En iyisi biraz daha bekleyip görelim.

Asıl Sunum

Yaklaşık 1 saatin sonunda, asıl beklediğimiz konuya geldik. Yarış direktörü Abdurrahman Açıkalın, TUR2014 parkurunu, etaplarını ve katılacak takımları tanıttı. Daha TUR’a 6 haftalık bir süre olduğu için, sadece 5 takımın katılım listesi belliymiş. Bu nedenle yarışacak bisikletçiler hakkında fazla bilgi alamadık. Kesinleşen isimler arasında Andre Greipel (Lotto-Belisol), Andrea Guardini (Astana) ve Elia Viviani (Cannondale) olduğunu öğrendik.

DSC09338 resized

Yarış direktörü Abdurrahman Açıkalın, 2014 yarışını tanıtıyor

Etaplar zaten daha önceden açıklanmış olduğu için şimdi burada incelemek istemiyorum. TUR’a yaklaştığımızda detaylı bir inceleme yapmayı düşünüyorum ayrıca. Ama gelin sunumda tanıtılan yarışacak takımlara bir bakalım.

Profesyonel Takımlar (WorldTour)

  1. Astana Pro Team (AST)
  2. Belkin Pro Cycling Team (BEL)
  3. Cannondale (CAN)
  4. Team Katusha (KAT)
  5. Lampre – Merida (LAM)
  6. Lotto – Belisol (LTB)
  7. Orica – GreenEDGE (OGE)
  8. OmegaPharma – Quick Step Cycling Team (OPQ)

Profesyonel Kıta Takımları (Pro-Conti)

  1. Bardiani – CSF (BAR)
  2. CCC Polsat – Polkowice (CCC)
  3. Caja Rural – Seguros RGA (CJR)
  4. Cofidis, Solutions Crédits (COF)
  5. Colombia (COL)
  6. Drapac Professional Cycling (DPC)
  7. MTN – Qhubeka (MTN)
  8. Team Novo Nordisk (TNN)
  9. Topsport Vlaanderen – Baloise (TSV)
  10. UnitedHealthcare Pro Cycling Team (UHC)
  11. Wanty – Groupe Gobert (WGG)
  12. YellowFluo – Neri Sottoli (YEL)

Kıta Takımı (Continental)

  1. Torku Şekerspor (TRK)

DSC09339 resized

Sunum boyunca izlendiğimi hissettim

Bu sene 8+12+1 = 21 takım yarışacak Türkiye Turu’nda. Her takımda 8 bisikletçi olacak, yani toplam 168 bisikletçiyi Türkiye yollarında pedallarken görebileceğiz. Geçen sene 25 takım ve 200 bisikletçi yarışmıştı. Aslında etaplı turlar için 200 kişi oldukça büyük bir peloton. Fransa Turu’nda mesela 198 bisikletçi yarışıyor. Avrupa’daki birçok haftalık tur ise zaten daha az sayıda takım ağırlıyor. Mesela Pazartesi günü başlayan Katalunya Turu’nda 21 takım yarışıyor, geçtiğimiz hafta tamamlanan Paris-Nice’te ise 20 takım yarışmıştı. Takdir edersiniz ki sayının artması hem organizasyon maliyetini ciddi derecede yükseltiyor, hem de yarış için kaza ihtimali artabiliyor.

Bundan dolayı takım sayısının azalmasını negatif olarak algılamamıza gerek yok diye düşünüyorum. Sayının azalmasının asıl nedenleri ise geçen sene katılan Pro-Conti takımların bazılarının 2013 sezonu sonunda kapanması, bazılarının da farklı yarış programları tercih etmesi. Gelin ufak bir karşılaştırma yapalım.

2013’te katılıp 2014’te katılmayan takımlar

  • WorldTour: Tinkoff – Saxo, Giant – Shimano
  • Pro-Conti: Bretagne – Séché Environnement, Crelan – Euphony, Sojasun, Europcar, NetApp – Endura

2013’te katılmayıp 2014’te katılan takımlar

  • WorldTour: Cannondale
  • Pro-Conti: Drapac Professional Cycling, Topsport Vlaanderen – Baloise

İlk göze çarpan kayıp Giant – Shimano olarak görünüyor. Geçen sene Kittel TUR’da aldığı 3 etap galibiyeti ve sonrasında Fransa Turu’ndaki 4 etap zaferiyle çok konuşulmuştu. Bu sene onları TUR’da göremeyecek olmamız üzüyor. Bunun nedenini biraz sorguladığımda, aldığım cevap takımın o dönem Amerika’daki başka yarışlara odaklanacağı oldu. Giant sponsorluğa bu senenin başında geldi ve muhtemelen Amerika’yı daha büyük bir pazar olarak görüyorlar. Aslında bu TUR’a kesin katılamayacakları anlamına gelmiyor. Ama aynı dönemde yarışmak zorunda oldukları WorldTour yarışı Tour de Romandie ve hatta Liege-Bastogne-Liege olduğu için, 3 farklı takımın aynı anda farklı ülkelerde yarışması gerekecek. Bu da çok kolay değil.

TUR2013 Kittel Istanbul zaferi

Kittel, TUR2013’te son etap olan İstanbul – İstanbul etabını kazanıyor

Kittel, Degenkolb gibi isimleri getirmeseler bile belki GK adayı olabilecek genç isimlerle gelebilirler diye umut etmiştim, ama olmayacak galiba.

Cannondale, geçen sene ara vermişti, bu sene tekrar yarışıyor, Viviani gelecekmiş. Yine de GK adayı getirebilirler diye düşünüyorum. Bu role uygun bisikletçiler kadrolarında mevcut.

Tinkoff – Saxo, öyle yarışın kaderini değiştiren ve göze batan performanslar göstermediler. Ama sonuçta onların kadroları da oldukça geniş. Tanındık bir isim getirebilirlerdi.

Takım ve bisikletçi değerlendirmesini şimdilik burada bırakalım. Daha önce söylediğim gibi TUR’a yaklaşmışken daha kapsamlı bir değerlendirme yapacağım.

Yazı serisinin 3. bölümü için link

Sayfanın oluşturulma tarihi: 25 Mart 2014
Sayfanın son güncellenme tarihi: 29 Mart 2014

This article has 4 comments

  1. Pingback: Türkiye Turu 2014 Tanıtım/Basın Toplantısı Bölüm 1 : Bisiklet Sporu

  2. Kaan Reply

    eline sağlık Buyruk hocam,katılamadık ama sayende katılmış kadar olduk sunuma:)

    • buyruk Reply

      Rica ederim. 1 bölüm daha kaldı. Yazmaya başladığımda bu kadar detaylı olacağını tahmin etmemiştim aslında, ama yazdıkça arkası geldi. :)

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir