Türkiye Turu 2014 – Anekdotlar: Bölüm 6
2. etabın sonrasına geçelim. Bu etap Alanya – Kemer arasında koşuldu yani burada göreceğiniz finiş görüntüleri Kemer’den. Bu etap ile birlikte finişi canlı olarak finiş çizgisinin yakınından izlemek yerine, finişten yaklaşık 150m. sonra konuşlanan soigneur’lerin arasında bulunmaya karar vermiştim. Nedeni ise şöyle, finişten yüksek hızlarla geçen bisikletçiler durana kadar haliyle önemli bir mesafe kat ediyorlar. Böyle olunca da finişteki kalabalığın içinden çıkıp bisikletçilerin yanına gidene kadar önemli sayılacak birkaç dakika geçiyor ve bu arada bazı bisikletçiler takım minibüsünün yolunu bile tutmuş oluyor. Bazıları da hala finiş alanını terk etmemiş olsa da, o kısa sürede kaçırdıklarınız oluyor.
O kısmı da kaçırıver, bu kadar önemli ne olabilir diyeceksiniz belki de. Aslında belki de haklı olacaksınız böyle demekle. Ama bunların çoğu yarışları TV’den izlerken görüntüye gelmeyen kareler ve hazır bir yarışı yerinden takip ediyorken, bu fırsatı değerlendirmek istedim ben de. Zaten bu yazıda ve diğer yazılarda bunu fark edebilirsiniz. Mümkün olduğunca çok bilinmeyen ya da en azından ekrana getirilemeyen detaylara odaklanmaya çalıştım.
Etap tamamlandıktan, podyum töreni ve basın toplantısı da bittikten sonra sıra doping kontrolüne geliyor. Bisikletçiler bu yukarıda görmüş olduğunuz şekilde ayrılmış alana girip numune veriyorlar. Bildiğim kadarıyla sadece idrar testi yapıldı etaplardan sonra, ama bu bilginin doğruluğunu onaylatamadım henüz . (Yetkili mercilerden kesin bir bilgi alırsam burayı güncellerim.) Ama şunu söyleyebilirim, kan testi olunca hemen numune verilip test işlemi tamamlanabiliyor ama konu idrar olunca bisikletçi işeyebilecek duruma gelinceye kadar beklenilmesi gerekiyor haliyle. Yarış boyunca da bazı bisikletçilerin doping çadırında bu şekilde beklediklerine denk geldim birkaç kere, bu nedenle en kötü ihtimalle testlerin hepsi idrar olmasa bile, çoğunun idrar olduğunu söyleyebiliriz.
Bu arada fotoğrafın en yukarısındaki küçücük Türk bayrağını fark ettiniz mi? :)
Peki doping testine kimler giriyor? Yukarıdaki tablo her gün güncelleniyor ve burada numarası yazan bisikletçilerin etap sonrasında numune vermesi gerekiyor. Yarış içi bir test olduğu için eğer numune vermezlerse direk olarak ceza alırlar. Yukarıda gördüğünüz gibi genel klasman lideri ve o günkü etabı kazanan bisikletçi otomatik olarak teste girmeye hak kazanıyor. :) Bunun dışında pelotondan rastgele seçilen iki bisikletçi de teste giriyor.
Yukarıda gördüğünüz liste etap sona ermeden asılmıyor, çünkü erken asılırsa takımlar teste gireceğini bildikleri bisikletçileri için önlem almaya çalışabilirler. Finişten önce sadece chaperone arkadaşlar bu numaraları biliyor ve her bir chaperone’nun görevi de finiş çizgisini geçer geçmez o gün teste girecek bisikletçilerden birini saniyeler içinde bulmak ve teste girene kadar yanından ayrılmamak. Her teste girecek bisikletçi için haliyle ayrı bir chaperone görev yapıyor.
Halk, finiş alanında kurulan dev ekran vasıtasıyla bisikletçiler gelene kadar yarışı takip edebiliyor.
Finiş çizgisi ileride görünüyor.
Halk bariyerlerin arkasında yerini almış vaziyette. Bu bariyerlere asılmış olan Gençlik ve Spor Bakanlığı afişleri ve diğer benzer afişler her gün asılıyor, sonra etap bitince tekrar sökülüyor. Tabii ertesi gün yeni baştan…
Podyum kızlarımız da etabın sonra ermesini bekliyor. Kıyafetler şöyle: dizin 3 parmak yukarısında etek ve topuksuz, düz, beyaz ayakkabı; saçlar ise daima toplu.
TUR’un satış tırı da tabii ki etap etap dolaştı. Görevli arkadaşlarımız da tırdan optimum derecede faydalanmayı başardılar.
Finiş çizgisinin biraz ilerisinde şöyle bir kasis vardı. Etabı bitirmenin rehavetiyle acaba bisikletçiler fark etmeyebilirler mi diye düşündüm ama bir sıkıntı yaşanmadı.
Bisikletçiler etabın sonuna yaklaşmaya başlayınca hemen soigneur’ler yerini almaya başlıyor.
Bekleyiş devam ediyor. Heyacanlı bekleyiş diyecektim aslında, ama fotoğrafa tekrar bakınca heyecan seviyesi pek yüksek gelmedi. :)
Pelotondan önce son görevli arabalar da finişten geçiyor ve artık geriye sadece bisikletçiler kalıyor.
İşte etabın galibi Mark Cavendish. Bu etabı turkuaz mayosuyla kazanmış oldu. Soigneur’den içecek takviyesini almış bile.
Bildiğiniz gibi Greipel TUR boyunca sprint atmadı. O nedenle finişten rahat bir tempoda geçerek geldi hep.
Literatüre Finiş-Sonrası-Curcuna olarak katmak istediğim tablo.
OPQS finiş sonrası ufak bir takım toplantısı yapıyor. Zaten finişi izlemeseniz bile, bisikletçilerin yüzlerine bakarak kim kazandı, kim kaybetti anlayabiliyorsunuz.
65 numara Jens Mouris, pelotonun tartı bakımından “ağır” abilerinden.
OPQS takım rehberi arkadaşımız Ender burada muhtemelen bisikletçilere otele hangi yoldan gideceklerini anlatıyor.
Paolini babayı görmüşken es geçmek olmaz. Pelotonun arkasını kimselere bırakmama konusunda oldukça istikrarlıydı kendisi.
Evladım öyle boş boş otele gidilir mi, al bakalım şu çantaları!
Artık alıştığımız manzaralar, podyum için hazırlık.
Basın odasında Cavendish gelmeden az önceki telaşe.
Cavendish soruları cevaplıyor.
Etap bitince, resmi sonuçlar açıklandıktan saniyeler sonra ertesi günün formaları basılıyor. Bunun için sonuçların dışında bir de bisikletçinin bedeninin öğrenilmesi gerekiyor. Sonrasında hemen basım işlemi gerçekleştiriliyor. Akabinde Anıl ve Dorukhan adlı iki yağız delikanlı taze formaları alıp bisikletçilerin kaldığı otelleri ziyaret edip ya bisikçinin kendisine ya da takım görevlisine teslim ediyorlar.
Forma basım sürecini ayrı bir yazı yazarak, daha detaylı anlatacağım.
İşte günün ganimetleri.
Yarışları yakından takip eden arkadaşlar yukarıdaki sayfaya aşinadır muhtemelen. Ben de tabii daha önceleri internette görüyordum ama TUR’da aslını görme şansım oldu. Etap sonrasında resmi sonuçlar çıkınca, ufak bir kitapçık şeklinde onlarca basılıyor ve ilgililere dağıtılıyor. Tabii ilgililerin önemli bir kısmı da basın mensupları. Bütün klasmanlardaki etap ve genel derecelerinin yanında, yukarıdaki gibi hakemlerin etaptaki gözlemleri sonucunda kestikleri cezaları da görmek mümkün oluyor. Hatta finiş alanından otele, otelden ertesi günün startına nasıl gidileceğini anlatan haritalar da mevcut.
Yukarıda Habeaux ve Napolitano’ya kesilen 100 İsviçre Frangı cezayı görüyorsunuz, cezanın sebebi ise umuma açık yerde işemek. :) Bir arkadaş dünyanın en pahalı tuvaleti şeklinde bir yorum yapmıştı Twitter’da. :)
Finişten yaklaşık 1,5 saat sonra basın odasının hali. Hollandalı arkadaş basın odasının bulunduğu tırı Hollanda’dan Alanya’ya kadar getirmiş sürerek. TUR boyunca da etap etap finişleri geziyor. Her gün masaları, sandalyeleri toplayıp ertesi gün tekrar açıyor.
Akşam kaldığımız otel. Daha doğrusu bu gördükleriniz ana otel binasının haricinde yeni yapılmış olan villa tarzı odalar. Sanırım ailecek gidip bir iki hafta kalacak olunca güzel olabilir, ama bir geceliğine kalınca sıkıntılı oluyor. Valizleri taşlı yollardan sürükleyerek götürmek ve sonrasında merdivenlerden birkaç kat yukarı taşımak, bunun dışında da restorana gidip gelmek için uzunca bir yol kat etmek yorucu olabiliyor.
Bu da az önce bahsettiğim otelin ana binasının görüntüsü. Ortada güzel bir yeşil alan var. Hatta ufak bir hayvanat bahçesi bile vardı. Gerçi geceleyin bu alanın ışıklandırması sıfır, o nedenle biraz ürpertici olabiliyor. :)
Sayfanın oluşturulma tarihi: 13 Mayıs 2014
Sayfanın son güncellenme tarihi: 13 Mayıs 2014
You’re a real deep thkneir. Thanks for sharing.