Teşekkürler Robbie McEwen

Klasik bir cümle olacak ama bir dönemi daha kapatıyoruz. 90’lar ve 2000’lere damgasını vuran sprinterleri teker teker uğurluyoruz. Bunların içinde tabii ki akla ilk gelenler Mario Cipollini, Djamolidine Abdoujaparov, Erik Zabel ve şimdi de Robbie McEwen. Bu dönemden geriye iki isim daha kaldı bana sorarsanız, Alessandro Petacchi ve Óscar Freire. Bu ikili de yavaş yavaş son yarışlarına doğru gelmeye başladı maalesef. Hatta Freire bu sene kendine yarışacak takım bulabilmek için hayli zorlandı. Ama neyse ki transfer sezonu bitmeden Katusha ile anlaşabildi. Tam bir kazan-kazan anlaşması oldu aslında iki taraf arasında. Freire yarışacak takım arıyordu, Katusha da World Tour puanı olan bir bisikletçi. Her ne kadar 2011 yılı Freire’nin en parlak yılı olmasa da, bu anlaşma iki tarafı da sevindirdi bahsettiğim nedenlerden ötürü. Ale-Jet ise kariyerine Lampre-ISD’de devam ediyor. Ama tahmin ediyorum onu da çok daha fazla izleyemeyeceğiz. McEwen’in yine rekabet ettiği isimler arasında Tom Boonen, Thor Hushovd, Baden Cooke ve son dönemde de Mark Cavendish gibi bisikletçiler de yer alıyor. Ama onları ben daha çok bir sonraki jenerasyonun parçaları gibi görüyorum.

Robbie’nin kendisine gelecek olursa, hemen ilk akla gelen kendine has bir tavrı ve duruşu oluşuydu. Hatta birçok yabancı sitede “cool” kelimesinin kendisi için kullanıldığını gördüm. Şöyle diyelim biz de, belki biraz da Avustralyalı olmasından kaynaklanan kendine özgü bir dinginliği ve sakinliği vardı, kesinlikle pelotonun önemli karakterlerinden birisiydi. Böyle hep -di’li geçmiş zaman kullanınca sanki hayatını kaybetmiş de kendisini anıyoruz gibi oldu sanki, aman yanlış anlaşılma olmasın. :)

Tour of California 2012’nin son etabı olan 8. etap sonrası Los Angeles’da, organizatörler emekliliğini açıklayan Robbie McEwen’a bir hediye veriyor. Profesyonel kariyeri boyunca yarıştığı bütün takım formaları ve bu takımların ait olduğu ülkelerin bayrakları – Kaynak 4.

Bir de fiziksel olarak bahsedelim kendisinden. Sprinterlerin, tırmanışçılara ve genel klasman adaylarına göre daha iri yapıda oldukları, tartıda daha ağır çektikleri bilinen bir gerçek. Hatta birçok sprinter aynı zamanda uzun boylu ve son derece kalıplı bir yapıdadır. Bu belli anlamlarda (hava direnci, toplam kütle) dezavantaj yaratırken, üretilebilen toplam güç/watt anlamında da oldukça önemli bir avantaj olabiliyor. Böyle isimlere örnek olarak hemen Andre Greipel, Marcel Kittel, Thor Hushovd gibi isimleri verebiliriz. Ama bir diğer yandan da kısa boylu ve daha hafif olmasına karşın daha çok patlayıcı güçleriyle ve daha aerodinamik yapılarıyla başarılı olan sprinterler de oldukça fazla. Bu isimlerin en başında günümüzün en başarılı sprinteri Mark Cavendish’i sayabiliriz; bir diğer örnek de Óscar Freire olur, zaten lakabı da “el Gato – the Cat – Kedi”. McEwen da bu 2. kategoride yer alan bir bisikletçiydi. 1.71m boyuyla sadece sprinterler arasında değil, tüm pelotonun da kısa bisikletçilerinden biriydi. Ama işte bahsettiğim dezavantajların yanında, elindeki avantajları en iyi şekilde kullanarak çok başarılı bir kariyere sahip oldu.

Sprint anlamında fiziksel ve mekanik avantajların yanı sıra, yadsınamayacak bir özellik de yarışı okuma ve taktisyenlik. Özellikle toplu sprint finişlerinde yarışı okumak, rakiplerin durumunu sezmek ve buna göre ne zaman nerede duracağına, ne zaman, nereden atak yapacağına karar vermek kaybetmek ile kazanmak arasındaki ince çizgiyi belirliyor. En iyi, en güçlü her zaman kazanamıyorsa en büyük nedeni de budur bence. Pocket Rocket de tartışmasız işin bu yanını iyi bilenlerdendi. Zaten hiç vakit kaybetmeden bisiklet dünyasında kalmaya devam edişi ve teknik danışman olarak yine Orica – GreenEdge’de görev alacak olması bunu vurgular nitelikte [1]. Hatta takım yöneticileri Robbie’nin Tour de France öncesi emekli olmasını istemiş, çünkü direk olarak Tour de France’da takıma teknik açıdan destek vermesini rica etmişler. O da yöneticileri kıramamış. Böyle olunca da geçen ay Türkiye Turu’nda yarıştıktan sonra, geçen hafta da Tour of California’da yarışıp aktif yarış hayatına noktayı koymuş oldu. Yarıştığı son etap/yarış da 20 Mayıs 2012’de koşulan Tour of California’nın 8. etabı olarak kayıtlara geçti.

Şimdi biraz da Robbie’nin kariyerine göz atalım. 24 Haziran 1972’de Brisbane/Queensland/Avustralya’da doğdu. Kariyerinin ilk yıllarında BMX disiplininde yarışıyordu ve o günlerden kalan Junior Avustralya BMX Şampiyonluğu da bulunuyor kendisinin. Sonrasında birçok disiplinden gelen bisikletçiler gibi o da yol bisikletine geçiş yaptı. 1990 yılında, henüz 18 yaşındayken yolda yarışmaya başladı. İlk kez Avustralya Ulusal Yol Takımı’na seçildiğinde ise 22 yaşındaydı. Milli takımda koştuğu kalburüstü yarışları şöyle sıralayabiliriz:

  1. 1994 Yol Yarışı Dünya Şampiyonası
  2. 1996 Yaz Olimpiyatları Yol Yarışı (23.)
  3. 2000 Yaz Olimpiyatları Yol Yarışı (19.)
  4. 2002 Yol Yarışı Dünya Şampiyonası (2. – gümüş madalya)
  5. 2004 Yaz Olimpiyatları Yol Yarışı

En başarılı sonucun 2002 yılında gelen gümüş madalya olduğunu görüyoruz. Peki acaba o yıl altın madalya kime gitti? İşte cevabı:

2002 Yol Yarışı Dünya Şampiyonası Podyumu. 1) Mario Cipollini, 2) Robbie McEwen, 3) Erik Zabel. Fotoğraf ©: Daniel Schamps - Kaynak 2

Milli takım haricindeki profesyonel kariyeri 1996 yılında Rabobank ile başladı, sırasıyla yer aldığı takımlar ise şöyle [3]:

  1. 1996-1999: Rabobank
  2. 2000-2001: Domo-Farm Frites
  3. 2002-2008: Lotto-Adecco
  4. 2009-2010: Team Katusha
  5. 2011: Team RadioShack
  6. 2012: Orica-GreenEdge

Yazının girişinde de bahsettiğim gibi palmares’i oldukça dolu ve görkemli Robbie’nin. Biraz özet geçmek gerekirse [3]:

  • Tour de France
    • 12 etap zaferi
    • 3 yeşil mayo (2002, 2004, 2006)
    • Yeşil mayoya ulaşan ilk Avustralyalı bisikletçi
    • 2 Paris Champs Elysées etap zaferi (1999, 2002)
  • Giro d’Italia
    • 12 etap zaferi
  • Tour Down Under
    • 12 etap zaferi
  • Avustralya Ulusal Yol Yarışı Şampiyonası
    • 2 şampiyonluk (2002, 2005)

Şöyle bir bakınca 12’nin ortak payda olduğunu görmek zor değil. Hiçbir turu kayırmamış, hiçbirine iltimas geçmemiş, hepsinde 12 etap zaferi elde etmiş McEwen. Yukarıda yazdığım zaferlerinin yanında tabii ki başka zaferleri de var, bunların arasında Paris-Nice etap galibiyetlerini, Paris-Brussels zaferlerini ve daha birçok tek günlük yarış galibiyetlerini saymak mümkün, tam liste için lütfen [3]’ü ziyaret edin.

Robbie’nin 1999 Tour de France 20. etap (Paris Champs Elysées) zaferi. Direk olarak finiş sprintini görmek istiyorsanız, 16:00’dan sonrasını izleyebilirsiniz. Yarış sonrasını konuşmasını da izlemenizi tavsiye ediyorum. Ne kadar da mutlu ve gururlu. İzleyip onun adına mutlu olmamak bile çok zor.

Şimdi de Orica-GreenEdge takımının Robbie’nin vedası için hazırladığı videoya göz atalım. Video bazılarına biraz uzun gelebilir ama gerçekten eğlenceli, en azından ben izlerken “Daha kaç dakika kaldı?” sorusunu bir kere bile sormadım. Keyifli bir video olmuş; son yarışı öncesi, yarış esnası ve sonrasından çok güzel kareler görebilirsiniz.

Tour of California’da basın toplantılarından birinde McEwen, sprint trenlerinin tarihi gelişiminden ve başarı için gerekliliklerden bahsediyor.

Muhtemelen yine aynı basın toplantısında, bu sefer de Mark Cavendish’in nasıl bu kadar hızlı ve başarılı olabildiğinden bahsediyor.

Basın toplantısından son video, Robbie emekliliği döneminde yapmak istediklerini sıralıyor, sanki uzun yıllardır bu anı bekliyormuş gibi. :) Ama bu sefer profesyonel olarak planlarından değil, daha çok yıllardır yapmasına izin verilmeyen birçok şeyi denemek ve tecrübe etmek istiyor anlaşılan. :)

Pocket Rocket‘in son yarışından birkaç fotoğrafla yazımıza nokta koyalım. Fotoğrafları Orica-GreenEdge‘in resmi Facebook sayfasından buldum.

Tour of California 2012 8. Etap: Robbie, yarış lideri Robert Gesink'in arkasında. Fotoğraf: Graham Watson - Kaynak 5

Tour of California 2012 8. Etap: Robbie, sprint klasmanı lideri Peter Sagan'ın yanında. Fotoğraf: Graham Watson - Kaynak 6

Tour of California 2012 8. Etap: Robbie, yarış sonrası podyumda hayranlarını selamlıyor. Sözün bittiği nokta. Fotoğraf: Graham Watson - Kaynak 7

Teşekkürler Robbie McEwen, bu spora ve bu dünyaya kattıkların için. Yukarıda paylaştığım GreenEdge’in videosunun başlığı “Gün Doğumundan Batımına”ydı. Tabii bu sadece aktif olarak yarışmasıyla ilgili. Yoksa daha bisiklet sporuna vereceği çok şey var, daha birçok sporcu yetiştirip birçok insana bu sporu keyifle izlettirecek. Kendisine bir teşekkür de siz etmek istiyorsanız, bunu Twitter üzerinden yapabilirsiniz, resmi Twitter hesabı için @mcewenrobbie.

Kaynaklar:

[1] http://www.cyclingnews.com/news/mcewens-career-comes-full-circle-from-tour-dupont-to-los-angeles
[2] http://autobus.cyclingnews.com/photos/2002/oct02/worlds/?id=emr/W2002podium
[3] http://en.wikipedia.org/wiki/Robbie_McEwen
[4] http://www.steephill.tv/2012/tour-of-california/photos/stage-08/#121141-RTR32DM5.jpg
[5] https://www.facebook.com/photo.php?fbid=388113741240494&set=a.388113664573835.99480.168474856537718&type=3&theater
[6] https://www.facebook.com/photo.php?fbid=388113777907157&set=a.388113664573835.99480.168474856537718&type=3&theater
[7] https://www.facebook.com/photo.php?fbid=388113874573814&set=a.388113664573835.99480.168474856537718&type=3&theater

Sayfanın oluşturulma tarihi: 24 Mayıs 2012
Sayfanın son güncellenme tarihi: 24 Mayıs 2012

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir