Paris – Nice 2015 | Yarış Öncesi Analizi
WorldTour’a geri dönüyoruz. Evet, sezonu Avustralya’da Tour Down Under ile açmıştık ve 2015 WorldTour’un ilk etapları da orada koşulmuştu. Sonra Şubat ayı boyunca WorldTour’a uzun bir ara verdik. Bisikletçiler Umman, Dubai, Katar gibi ülkelerde sezona hazırlanmaya devam ettiler, tabii Froome ve Contador’u karşı karşıya getiren Ruta del Sol’ü (İspanya) de unutmayalım.
Artık Mart ayındayız ve yol bisiklet sezonu tam anlamıyla başladı. Bu anlamda Paris-Nice sezonun ilk prestijli turu olma özelliğini taşıyor. Yalnız son birkaç yılda bu özelliğini yavaş yavaş kaybetmeye başlıyor gibi. Bildiğiniz gibi Paris-Nice’i ASO düzenliyor ve Paris-Nice dışında birçok önemli yarış da var bünyelerinde, bunlardan bazıları Tour de France, Vuelta a España, Paris-Roubaix, Liege-Bastogne-Liege, Criterium du Dauphine. ASO bu yarışları pazarlamasını ve ünlü bisikletçileri kendi yarışlarına çekmeyi genelde çok iyi başarıyor. Bunun için bazı yarışlar gibi para ödemesine de gerek olmuyor.
Örneğin Tour de France’ın yol bisikleti dünyasındaki en prestijli yarış olmasına kimse itiraz edemez herhalde. Bütün takımlar için en önemli başarılar Tour’da edilen başarılar oluyor. Bunun için de takımlar mümkün olduğunca Tour’a hazır gitmeye çalışıyorlar. ASO da ne yapıyor, o sene Tour’da koşulacak kilit etap ve tırmanışların bir bölümünü Paris-Nice ve Criterium du Dauphine parkuruna dahil ediyor. Takımlar da bisikletçilerinin Tour’un rotasına aşina olmalarını istedikleri için lider bisikletçilerini bu yarışlarda yarıştırıyorlar. Aslında bir kazan-kazan durumu. Hem bisikletçiler Tour parkurunu yakından tanımış oluyor, hem de ASO yarışlarına ünlü/kalburüstü bisikletçileri getirmeyi başarıyor.
Ama yukarıda da belirttiğim gibi bu formül son birkaç yıldır Paris-Nice’i öne çıkarmaya yetmedi. Paris-Nice’in sıkıntısı diğer bir WorldTour yarışı olan Tirreno-Adriatico ile hemen hemen aynı günlerde koşuluyor olması. Tirreno-Adriatico ve birkaç gün sonrasında koşulan Milan-Sanremo da RCS’in düzenlediği yarışlar. Böyle olunca yukarıda anlattığım formülü onlar da uyguluyor. Milan – Sanremo’yu hedefleyen bisikletçilere hazırlık olarak Tirreno-Adriatico’yu sunuyorlar. Hatta bir iki senedir bunun da üstüne koyup büyük tur favorilerinin bile ilgi odağı olmayı başardılar. Mesela bu sene Froome-Contador-Quintana-Nibali dörtlüsü bu yarışta izleyebileceğiz.
Bu demek oluyor ki bu favorilerden hiçbiri Paris-Nice’te olmayacak. Bu da ASO’yu oldukça endişelendiriyor. Geçen sene farklı bir formül denemişlerdi. Yarışın sürprizlere açık olabilmesini sağlamak için, hiç TT etabı koymamışlar, bununla yetinmeyip zirve finişi etaplarını da pas geçmişlerdi. Ama bu çok fazla işe yaramış olmayacak ki, bu sene eski parkur formülüne döndüler ve yine en öne çıkan büyük tur bisikletçilerini yarışlarına getiremediler. Yine de kötümser olmayalım. Kristoff, Degenkolb, Bouhanni, Demare, Kwaitkowski, Dumoulin, Rui Costa, Majka, Tony Martin, Peraud, Bardet, Aru, Gallopin, Van Garderen, Kelderman, Talansky, Greipel, Porte, Thomas gibi isimleri yarışırken izleyebileceğiz.
Künye
Takvim: WorldTour
Kategori: 2.UWT
Tarih: 08 – 15 Mart 2015
Yarış Uzunluğu: 1 prologue, 7 etap; toplam 1141 km.
Yarışan Takımlar: 17 WorldTour, 3 Profesyonel Kıta
Parkur
Prolog ile başlayıp sonrasında 6 yol etabı ve 1 ITT ile yarışı tamamlıyoruz. Çok uzun etaplar yok. Tek zirve finişi 4. etapta göreceğiz ve aynı zamanda en uzun etap da bu 204 km. ile. Bu etap ile birlikte zamana karşı etapları genel klasmanı şekillendirecek gibi. Etap profillerini tek tek aşağıda değerlendireceğim ama sprinterlerin bu parkuru seveceğini söyleyebiliriz. Kendilerine uygun birkaç etap var. Belki de ASO yine klasman favorilerini Tirreno-Adriatico’ya kaybedince sprinterlerin ilgisini çekebilmek için böyle bir değişikliğe gitmiş de olabilir.
Önemli Not: Yol etaplarında yani ilk ve son gün haricinde 10-06-04 saniye bonifikasyonlar verilecek etap finişlerinde.
Prologue, 08 Mart, Maurepas > Maurepas 6.7 km
Oldukça düz bir prolog. 5-6 tane bisikletçilerin hız kesmesine neden olacak keskinlikte viraj var. Bu nedenle buralarda risk alan bazı bisikletçiler de etabı üst sırada bitirebilirler. Bu profildeki prologlardan sprinterlerin de iyi dereceler elde ettiğini görebiliyoruz, mesela Degenkolb, Kristoff gibi isimler de etap zaferini zorlayabilirler. Evet bir sonraki gün bir sprint etabı koşulacak ama prolog etabında kendilerini biraz zorlamalarının bir sonraki güne fazla negatif yansıması olmayacaktır.
1. Etap, 09 Mart, Saint-Rémy-lès-Chevreuse > Contres 192 km
Paris-Nice’teki ilk yol etabı. İlginç bir şekilde ilk kilometrelerde 3. kategori bir tırmanış var. Ama bu sadece günün kaçış grubunun oluşmasına yardım olacak, çünkü etabın geri kalanı bağıra bağıra toplu sprint finişi diyor. Finişe 10km. kala konulan sprint kapısı ile ilginç bir tercih olmuş. Belki de o sprint kapısı için yapılan ataklarla pelotonun parçalara ayrılmasını ve etap sonunun hareketli geçmesini geçmesini hedeflemiş olabilir organizatörler. Yine de rakımın bütün etap boyunca 172m.’yi geçmediği bir etapta toplu sprint finişi oldukça muhtemel.
2. Etap, 10 Mart, ZooParc de Beauval – Saint-Aignan > Saint-Amand-Montrond 172 km
Oldukça düz bir etap daha. Bu sefer son kilometrelerde bir sprint kapısı da yok. Yine sadece 1 tane kategorize tırmanış var, o da 3. kategori ve etabın sonucuna etki edecek kadar finişe yakın değil. Çok fazla yapabileceğimiz bir yorum yok aslında. Toplu sprint finişi burada da oldukça muhtemel.
3. Etap, 11 Mart, Saint-Amand-Montrond > Saint-Pourçain-sur-Sioule 179 km
Bu etap ile profil biraz daha değişmeye başlıyor. Bu sefer 3 tane kategorize tırmanış var. Burada sorulması gereken soru, bu tırmanışlar kaçış grubunun yakalanmadan finişe ulaşması için yeterli mi, yoksa sprint takımları hala etap zaferi mi kovalamak istiyor? Bir sonraki etapta bol tırmanışlı bir zirve finişi var, bu nedenle sprint takımları yarını daha rölantide geçireceklerini düşünerek, bugün yeniden toplu sprint finişini zorlamak isteyebilirler. Tabii mesela 2. ve 3. etaplardan istediğini alamayan sprinter takımlar bu etabı her halükarda boş geçmek istemeyebilirler. Bu nedenlerden ötürü yine toplu bir sprint finişi olası görünüyor. Yine de kaçış grubunun az farkla kazanması da çok büyük sürpriz olmaz.
4. Etap, 12 Mart, Varennes-sur-Allier > Croix de Chaubouret 204 km
İşte geldik zirve finişine. Croix de Chaubouret’yi ilk defa ziyaret ediyor Paris-Nice. Tırmanış 10 km. uzunluğunda ve ortalama eğim %6.7. Eğim oldukça düzenli, bütün tırmanış boyunca %5,9 ve %7,8 arasında gidip geliyor. Kendisini burada muhtemelen kazanmaya oynarken görmeyeceğiz ama tam Bradley Wiggins tarzı bir tırmanış diyebiliriz. Aslında benzer şekilde Tony Martin, Kwiatkowski ve Tom Dumoulin için de en uygun tarz tırmanışlar bunlar. Yalnız yarıştaki tırmanışçıları düşününce, bu isimlerin onların ataklarına çok cevap verebilmesi muhtemel gözükmüyor.
Yine de bekleyip görmek lazım. Tony Martin mesela geçen sene Tour de Suisse’i kazanmak üzereydi, ama takımı ona yeterli desteği veremedi ve son etapta tırmanışçıların yaptığı ataklar karşısında çok savunmasız kalmıştı. Kwiatkowski’nin de mesela büyük turlardaki dağ etaplarında bocaladığını biliyoruz ama tek haftalık bir turda ve tek zirve finişi varken, tırmanışçıların çok geride kalmaması durumunda zafere yaklaşabilir.
Peloton aslında tüm gün boyunca tırmanışlarla boğuşacak. Tam 8 tane kategorize tırmanış var. Bu tırmanışların 6’sı son 70 km.’ye sıkışmış durumda. Finiş tırmanışını beklemeden bol bol atak göreceğimizi tahmin ediyorum. Atak yapan isimler takımların ilk GK liderleri olmayabilir ama yarışa hareket kazandırmaya yetecektir. Unutmayalım bu etapta da bonifikasyonlar var. Bu nedenle etabı kazanmak yarışı kazanmak yolunda ekstra önemli.
5. Etap, 13, Saint-Étienne > Rasteau 192 km
İki dağlık etap arasında kalmış bir geçiş etabı. 4 tane kategorize tırmanış var, bunlardan ilki 1. kategori ve start çizgisiyle beraber başlıyor diyebiliriz neredeyse. Bu tarz etap başlangıçları pek sık görmüyoruz. Paris-Nice gibi bir haftalık bir turda etabın başında gelen 1. kategori bir tırmanışın etabın sonucuna etki etmesi çok mümkün olmayabilir. Ama bu bir Tour de France etabı olsaydı, belki farklı bir yarış izliyor olabilirdik. Özellikle etap daha kısa olsaydı, bazı takımlar etabın ilk kilometrelerinde tempoyu arttırıp pelotonu bölmeye çalışabilirlerdi. Ama muhtemelen bu kadar istekli takımlar görmeyeceğiz burada.
Yine de etabın kaçış grubu oluşacaktır ve grubun oluşması ne kadar uzun sürerse tempo o kadar yüksek olacağı için, sprinterler etabın bu bölümünde pelotondan kopabilir, sonra pelotonu çok geçmeden yakalarlarsa etap sonu için iddialı olabilirler. Domestiklere burada önemli iş düşecek. Bunun yanında son kategorize tırmanışın da finişe 8,5km. uzaklığında olması fırsatçı bisikletçilerin ağzını sulandıracaktır. Heyecanlı bir etap sonu bekliyorum.
6. Etap, 14 Mart, Vence > Nice 181.5 km
Aranızda zirve finişiyle bitmeyen dağlık etap hayranları var mı? Bu tarz etaplar son yıllarda daha çok beğeni toplamaya başladı. Zira bu profildeki etaplarda favorilerin son tırmanışı beklemeden atak yaptıklarını ve etap boyunca temponun yüksek olduğunu sıklıkla görmeye başladık. İlk aklıma gelenlerden bir tanesi tabii ki Tour de France 2013, 9. etap. (Chris Froome’un 100km.’den fazla domestiksiz kaldığı bir etaptı.) Burada 3 tane 2. kategori, 3 tane de 1. kategori tırmanışımız var. Yani tırmanışlara doyacağız. Hatta etap deniz seviyesinde başlayıp deniz seviyesinde bitmesine rağmen, bir etap içinde bu kadar tırmanış görmek, etabın hayli zorlu olduğuna işaret ediyor, çünkü kategorize edilmemiş tırmanışlar da mevcut. Bana sorarsanız tek sıkıntı, son tırmanışın finişe çok yakın olmaması, finişten 27km. uzaklıkta finiş görüyor bu tırmanış. Ama sonrası büyük oranda iniş olduğu için yine de atak yapanların şansı olabilir.
7. Etap ITT, 15 Mart, Nice > Col d’Èze 9.6 km
Col d’Eze tırmanış zamana karşısı geri döndü. Geçen seneki parkur değişikliğinde bu etap da koşulmamıştı, ondan önceki iki senede Team SKY kazanan bisikletçileri çıkarmayı başarmıştı. Tamamen aynı etabın zamana karşı olarak koşulması sayesinde bisikletçilerin performanslarını farklı senelerde bile olsa kıyaslama şansımız oluyor. Tabii hava koşulları gibi dış etmenleri denkleme katmamız mümkün değil ama hem parkur uzunluğu tamamen aynı, hem de zamana karşı olunca kıyaslama yapmak bence bize sağlıklı sonuçlar verebilir.
2012 yılında Wiggins bu etabı tam 30,00 km/s ortalama hızla 19’12” sürede kazanmıştı. Zaten ortalama eğim %4.7 olduğu için ortalama hız bu kadar yüksek olabiliyor. 2013’te ise bu sefer etabı kazanan isim Richie Porte olmuştu, kendisinin derecesi ise 19’16”. Yani arada sadece 4 saniye fark var.
Bu seneki etabı merakla bekliyorum. Buradaki isimlerin 2012’deki Wiggins’in derecesine kıyasla nasıl performans gösterecekleri merak ettiğim ilk nokta. İkincisi de etabın sonucuna göre genel klasmanın son halini alacak olmasından ötürü favoriler arasındaki rekabet.
Harita
Etapları zaten yukarıda çok detaylı inceledik, burada çok fazla analiz yapmaya gerek yok. Yalnız şunu hatırlatayım, bu yarışa aynı zamanda Güneşe Yarış da deniliyor. Nedeni ülkenin daha soğuk olan kuzeyinden başlayan yarışın her etapla pelotonu daha güneye götürmesi ve ikliminin ılıman olduğu bilinen Nice’te tamamlanması.
Favoriler
Yarışın iki elin parmaklarını geçen sayıda favorisi var. Bunun iki temel sebebi var, ilki asıl 4’lünün (Contador, Froome, Quintana, Nibali) Tirreno-Adriatico’da yarışacakları için burada olmamaları. İkinci neden de sezonun çok başında olduğumuz için bisikletçilerin form durumları hakkında elimizde çok fazla veri olmaması. Ama gelin öne çıkan isimlere bir bakalım.
Richie Porte. Kağıt üstünde en öne çıkan aday olarak görünüyor. Yarışı 2 sene önce önemli bir farkla kazanmıştı. Geçen sene hiç istediği gibi geçmedi, 2015’te tekrar eski performansına dönüyor gibi görünüyor. Bu sezon şu ana kadar yarıştığı yarışlarda hep önlerdeydi, burada da takımının desteğiyle podyuma ulaşması muhtemel görünüyor. Peki yarışı kazanabilir mi? Evet, ama kazansa da 2013’ten daha fazla zorlanacağını söyleyebiliriz.
Geraint Thomas. SKY’dan devam ediyoruz. Söylenilene göre SKY buraya iki liderle gelmiş. Porte ve Thomas’tan iyi olan sanırım takımın geri kalanının desteğini kazanacak. Bunun için tabii birkaç etap geçmesi gerekebilir. Thomas tam olarak nasıl tarz bir bisikletçi olmak istediğine karar verene kadar yıllar geçiyor. Sanıyorum daha çok tırmanışçı özelliğini öne çıkarıp özellikle haftalık turlarda genel klasmana oynamak istiyor. Volta ao Algarve’ı 2 hafta önce kazandığını ekleyeyim. Tahminim zirve finişinin ona biraz fazla gelebileceği yönünde.
Michał Kwiatkowski. Geçen sene Strade Bianche’yi kazanıp sezonun geri kalanında da bu performansın devamını getirmeyi başarmıştı Leh bisikletçi. Bu sene gökkuşağı mayoyla yarışacak ve bu mayoyu mümkün olduğunca çok kez podyumda göstermek için elinden geleni yapacaktır. Bu sene Paris-Nice’i kazanabilme umuduyla Strade Bianche’de yarışmadı. Gerçekten de parkur onun seveceği tarzda. Zirve finişi içeren bir yarış onun için ideal olmaz ama bu zirve tırmanışı ne çok uzun, ne de çok dik, o nedenle o etapta çok fazla zaman kaybetmezse, yarışın sonunda zafere ulaşan isim olabilir. Aynı zamanda fena olmayan sprintiyle bonifikasyon toplama ihtimalini de yadsımayalım.
Tony Martin. Yukarıda yazdıklarımın çoğu Tony Martin için de geçerli. Ama sondaki bonifikasyon kısmını çıkarmayı unutmayın. Tabii bu iki isim de aynı takımda olduğu için takımın taktikleri nasıl olacak merak konusu. Muhtemelen iki isiminden birine daha ağırlık vermek zorunda kalabilir Etixx.
Tejay van Garderen. Aslında kağıt üstünde Porte ile birlikte en büyük favorilerden birisi olarak gösteriliyor. Tour of Oman’da çok iyi bir performans göstermiş ama sürpriz şekilde yarışı kazanan Rafael Valls’in arkasından ikinci olabilmişti. Şu ana kadar kariyerinde inişli çıkışlı sezonlar geçirdiği için potansiyeline ulaştı mı yoksa daha gelişebilir mi sorusunun cevabı henüz net değil. Ama 2015 bize oldukça fikir verebilir.
Rohan Dennis. Tour Down Under’ı kazandıktan sonra gidip bir de Saat Rekoru’nu kıran bir isimden bahsediyoruz. Erken sezon formu olduğu şüphe götürmez. TvG’dan daha da istikrarsız bu kariyeri var şu ana kadar. Yalnız BMC’ye geçişiyle beraber taşlar yerine oturmaya başladı gibi. Yalnız bu yarışda TvG’ı desteklemesi gerekebilir. Ya da BMC de iki liderle yarışabilir, şu an için bu net değil.
Wilco Kelderman. Birkaç senedir performansının sürekli üzerine koyan isimlerden Kelderman. Şahsen sevdiğim bisikletçilerin arasında yer alıyor. Bu sene Ruta del Sol’deki tırmanış etaplarında fena dereceler elde etmemesine rağmen, 1a etabında karıştığı kaza nedeniyle çok fazla süre kaybetmesi genel klasmanı iyi bir yerde tamamlamasına engel olmuştu. Burada kendisinden iyi bir performans bekliyorum.
Rafał Majka. Tour de France 2014’te yıldızı iyice parlamıştı. Bu sene mümkün olan yarışlarda takım kendisini liderlikle ödüllendiriyor. Bu yarışlardan bir tanesi de Paris-Nice. Bu sene sadece Tour of Oman’da yarıştı ve GK’yi 4. sırada bitirdi. Tırmanış formu henüz zirvede değil sanki. Zamana karşı etaplarında da süre kaybetmesinin muhtemel olduğunu düşünürsek, podyum yapması çok kolay değil.
Andrew Talansky. 2013’te bu yarışta sarı mayoyu bir süre taşımış, sonra Porte’a kaybedip 2. olmuştu. Bu sene henüz hiç yarışmadı, performansı hakkında hiç bilgimiz yok. Normalde yarışın daha öne çıkan favorileri arasında gösterebilirdik kendisini ama bu sene daha önce hiç yarışmadığı için kendisinden çok büyük bir istek olur bu.
Rui Costa. 2014 yarışını gökkuşağı mayoyla 2. sırada tamamlamıştı. Bu senenin parkuru zamana karşılar haricinde kendisine uyuyor gibi. Tour of Oman’ı kazanan Rafael Valls de kendisine yardım edecek. Ya da performansları Tour of Oman’daki gibi olursa, durum tersine dönebilir.
Romain Bardet. Jean-Christophe Péraud. AG2R’ın iki Fransız lideri bu yarışta. Kağıt üstünde parkur Bardet’ye uymuyor, Peraud’ya uyuyor. Ama Peraud henüz form yakalayamadığını söylemişti, bu nedenle ikisini de ilk 5’te görmezsek şaşırmayalım.
Fabio Aru. Luis-Leon Sanchez. Jacob Fuglsang. Rein Taaramäe. Son olarak Astana’ya bir bakalım. Oldukça güçlü bir kadroyla buradalar. Takım liderinin Aru olması bekleniyor. Ama o da bu sene daha hiç yarışmadı. Bu nedenle gidişata göre Sanchez, Fuglsang, Taaramae liderlik rolünü kapmak isteyebilir. LL Sanchez’in geçmişte önemli bir GK adayı olduğunu biliyoruz, keza Fuglsang da öyle. Ama podyum yapmamaları beni şaşırtmaz.
Üst sıraları kovalaması beklenen diğer bazı isimler: Beñat Intxausti, Simon Špilak, Tim Wellens, Simon Yates, Warren Barguil.
TV Yayını
Canlı yayın ve banttan tekrarlar. Eurosport. Günden güne değişebilir ama genelde 15:00 civari TSİ.
Link isteyenlerin şu siteleri ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Alfa Media Turkey, CyclingFans, SteepHill, CyclingHub, ProcyclingLive. Etapların özet videolarını ise muhtemelen bu sitede bulabileceksiniz.
Anekdotlar
- GK’yi en fazla sayıda kazanan isim Sean Kelly, 7 kere, hepsi de üst üste, 1982-1988 arası.
- 72 kez düzenlenen yarış şu ana kadar 21 kez Fransız kazanan çıkardı.
- GK lideri mayosunda (sarı mayo) en fazla gün geçiren isim Eddy Merckx.
- Bir yarışta en fazla etap kazanan isim Freddy Maertens, 1976 yılında 6 etap kazanmayı başarmıştı Belçikalı bisikletçi.
- 10 bisikletçi yarışı baştan sonra lider götürerek kazanmayı başardı, bunlardan sonuncusu Jörg Jaksche (2004).
- Tam 20 kere, yarışı kazanan bisikletçi hiç etap kazanmadı. Son kez 2008’te gerçekleşti bu, Davide Rebellin kazanan isimdi.
- En yüksek ortalama hız 2010 yılında geldi, 43,118 km/s. Yarışı kazanan isim Alberto Contador’du.
- 1. ve 2. arasında farkın en az olduğu sene 2008’di, Rebellin ve Nocentini arasındaki fark sadece 3 saniyeydi.
- 2015 yarışında yarışın 4 eski kazananı pedal çevirecek Tony Martin, Richie Porte, Luis Leon Sanchez ve Bradley Wiggins.
Son Kazananlar
2014’te ilk 10
2014 Yarış Videosu
Start Listesi
Sonuçlar
Yarış tamamlandıktan sonra sonuçlar buraya eklenecek.
Kaynaklar
- http://www.letour.fr/paris-nice/2015/us/
- http://www.procyclingstats.com/race/Paris_nice_2015
- http://caferoubaix.com/2015/03/07/paris-nisa-2015/
- http://cyclistsinternational.com/wiggins-teammate-porte-wins-time-trial-and-paris-nice/
Sayfanın oluşturulma tarihi: 08 Mart 2015
Sayfanın son güncellenme tarihi: 08 Mart 2015
Pingback: Tirreno – Adriatico 2015 | Yarış Öncesi Analizi | Bisiklet Sporu
Pingback: Tirreno – Adriatico 2015 | Yarış Öncesi Analizi | mossoteamkayseri 38
Pingback: Paris-Nice 2016 – aynakol