Türkiye Turu 2014 Tanıtım/Basın Toplantısı Bölüm 3

Biraz da ülkemize dönelim. 2012 ve 2013 yarışlarını dopingli sporcularla kazanan Torku Şekerspor, bu sene de TUR’da yer alacak. Biliyorsunuz organizasyon bu sene katılacak takımların biyolojik pasaport programında yer almasını şart koşmuştu. Normalde continental takımlar bu programa dahil edilmiyor, ama özel istek ve izinlerle Torku’yu dahil ettiler.  Böyle olunca da Torku’ya yeniden TUR yolu açılmış oldu. Son 2 yılda yaşadığımız hayal kırıklıklarından sonra maalesef buna çok sevindiğimi söyleyemeyeceğim.

Geçen sene Mustafa’nın Meryem Ana zirvesindeki etap zaferinden sonra, özellikle yabancılardan çok fazla eleştiri/karalama olmuştu. Ben de yargısız infaz olduğu için buna karşı çıkmıştım. Ama maalesef sonuç bir önceki seneden farklı olmadı.

Ama gelin bu konunun detayına bu yazıda fazla girmeyelim, sonradan bilahare ele alacağım detayları. Şimdi dönüp sunumun geri kalanına bakalım.

Sunumun bu bölümünde, TUR organizasyonunun Ahmet Örken ile yaptığı çekimlere ve çekim arkası görüntülere yer verildi. Bu görüntüleri aşağıda izleyebilirsiniz.

Hem bu görüntülerde, hem de sunumda podyumdaki hal ve tavırlarıyla Ahmet Örken yavaş yavaş bu yüksek profilli bisikletçi rolüne ısınmaya başladığını gösterdi diyebiliriz. Yüksek profilli derken tabii ki şu aşamada uluslararası anlamında değil, daha çok ülkemiz sınırları içerisinde. Tabii ki umuyoruz Ahmet gelişimini devam ettirip ülkemizi ülke sınırları dışarısında da temsil edecek.

Özellikle şu anda aklıma, Türkiye Turu’nda ilk kez yarıştığı 2013 yarışıyla ilgili konuşurken, “Podyumu sevdim” cümlesi geliyor. Hatırlamak gerekirse, etap galibiyeti elde edememişti ama beyaz mayoyu iki etap taşımıştı.

Bundan sonra ise benim adıma günün en keyifli bölümüne geçtik. TUR’un ilk yıllarında yarışan bisiklet efsanelerimiz sahneye çıktılar ve o dönemlerden anılarını aktardılar bizlere. Maalesef bu bölüme kadar ayrılan süre çoktan aşıldığı için efsanelerimize çok az süre verildi ve hepsinden birer anı bile dinleyemedik maalesef. Keşke ilk bölümler kısa tutulup efsanelerimize daha fazla süre verilseydi. Böyle anıları efsanelerimizden dinlemek çok keyifliydi gerçekten ve sonuçta başka yerde okuyup dinleyebileceğimiz türden anılar değil bunlar.

İzlemiş olanlar bana hak verecektir. Önemli olan sadece anılar da değil aslında. Hepsi öylesine saygılı, kibar ve içten ki. İnsan zaten kendini hemen saygı duyarken buluyor.

Bisiklet tarihinin yabancı efsaneleri hakkındaki hikayeleri okumak, öğrenmek için birçok kaynak var. Ama maalesef bu konuda ülkemizde az diyemeyeceğim, hiç kaynak yok. O nedenle böyle bir fırsat elde etmişken, daha fazla dinleyebilmek isterdim. Umarım önümüzdeki dönemde tekrar böyle bir fırsat yakalayabiliriz.

Sunumdaki çınarlarımızın isimleri: Hasan Kılıç, Çetin Yüce, Ertan Tezel, Bedri Sakarya, Saim Tatlıcılar

 

Efsaneler sahnede, aralarında ise 21 yaşındaki Ahmet Örken

Günün kapanışı

1950, 60 ve 70’lerde kullanılmış olan aksesuarlar. Bu arada 51 numaranın özellikle Fransa Turu tarihinde önemli bir yeri vardır. Hikayeyi merak edenler için, önceki bir yazımın linki

TUR’u kazananlar. Sanırım içlerinde uluslararası profili en yüksek olanlar Impey ve Visconti.

Sunumun yapıldığı balo salonunun girişi

Çırağan Sarayı’nın manzarası da övüldüğü kadar var

Son olarak da eklemeden geçmeyeyim. Daha önceden internet üzerinden konuşmuş/yazışmış olduğum Ömer Yavru, Gökhan Kutluer, Alptekin Başkır ve TUR organizatörü Aydın Ayhan Güney ile tanıştım. Sunumun böyle bir artısı da olmadı değil. Umuyorum daha vakitlice konuşup sohbet edebileceğimiz günler de olacak yakında.

Böylece TUR2014 tanıtım toplantısı yazılarının sonuna geldik. TUR’un başlamasına 1 aydan daha kısa bir süre kaldı. Bu süre zarfında da parkur inceleyip belli oldukça yarışacak bisikletçilere de değinmeye çalışacağım.

Sayfanın oluşturulma tarihi: 29 Mart 2014
Sayfanın son güncellenme tarihi: 30 Mart 2014