Türkiye Turu 2014 – Anekdotlar: Bölüm 7
Geldik 3. etaba. Bu yazıda etap öncesini ve etabın yarısına kadar olan kısmı anlatmaya çalışacağım. Yazı serisinin önceki yazılarında olduğu gibi daha çok çektiğim fotoğrafların etrafında şekillendirmeye çalışacağım hikayeyi. Bu arada “Arkadaşım, TUR biteli 2 hafta oluyor, sen hala 3. etabı yazıyorsun?” şeklinde düşünüyorsanız, valla haklısınız. :) Aslında asıl hedef bu aralar Giro yazıları yazmaktı ama TUR’daki fotoğrafları da yazılara dönüştürmezsem hakkını verememiş olacağım, bu nedenle kaldığımız yerden devam edelim.
Bu etap herkesin bildiği gibi TUR’un kraliçe etabı. Finike – Elmalı arasında 186 km. boyunca bisikletçiler pedallamaya devam etti.
Bir önceki yazıda kaldığım odadan bahsetmiştim. Otelin villa bölümü olarak adlandırılan bu kesim herhalde daha yeni inşa edilmiş olacak, yerlerde bir parmak toz vardı. İlginç şekilde yatak çarşafları, banyodaki havlular temiz ve muntazam duruyordu ama her nedense yerdeki tozu silmek kimsenin aklına gelmedi herhalde.
Otel o gün çok yoğundu ve durumu benim gibi olan başka müşteriler de vardı tahmin edebileceğiniz gibi. Onlara müsait oda bulunmadığının söylendiğini duydum, bu nedenle odalarını değiştirememişlerdi. Böyle bir talepte bulunmamın pek farklı bir sonuçla noktalanmayacağı belliydi. Bunun yanında valizimi odaya çıkarabilmek için epeyce uğraşmam gerekmişti, birkaç saat kalacağım bir oda için tekrar aynı eziyete girmek mantıklı değildi.
Ben de yukarıdaki bezle odanın “kabasını” aldım. Bu arada aklıma gelmişken yazayım, dün akşam otele hayli geç gelebilmiştim ve daha ilk otel değiştirdiğimiz gün valizim kaybolmuştu. Otele dönene kadar da nerede olduğu belli değildi. Neyse ki gönüllü arkadaşlarımızdan bir tanesi başıboş duran valizi alıp saklamış, onun sayesinde valizime kavuşabilmiştim.
Bugün starta oldukça geç geldik, bu nedenle maalesef starttan fazla fotoğraf yok. Daha önce de belirttiğim gibi, bizim start alanından start verilmeden yaklaşık bir 15 – 20 dakika önce ayrılmamız lazım. İşte aslında tam bu esnada bisikletçiler start çizgisinde birikmeye başlıyorlar.
Caja Rural ve Novo Nordisk’in erkenci olduğunu görüyoruz.
Günün sonunda turkuaz mayoyu bir tırmanışçıya devredecek olan Cavendish, TUR2014’te turkuaz mayodaki son gününü geçirecek. Etap başlamadan sprinterlerin zaman limitine takılabileceği konusunda endişelerim vardı. Çünkü sadece finişteki Elmalı tırmanışı değil ondan önce gelen tırmanışlar da oldukça çetindi. Yarışın başlarında sprinterlerin büyük bölümünün etabın ilk tırmanışında geride kaldığını öğrenince bu endişem daha da arttı, çünkü zaman limiti sadece %15’ti. Ama etabın sonunda gördük ki böyle bir sıkıntının yanına bile yaklaşılmadı. Bu da demek oluyor ki, pelotonun temposu son tırmanışa kadar o kadar da yüksek değilmiş.
Andre Greipel, halkın en çok ilgi gösterdiği isimlerden.
Etabı zorlu yapan sadece tırmanışlar değildi aslında, parkurun özellikle ilk bölümünde dar ve virajlı yolların çokluğu dikkat çekiyordu. Yukarıdaki fotoğrafı da bizim minibüsten çektim. Bunun gibi birçok viraj vardı. Hatta bu virajlardan ötürü biz de çok hızlı gidemiyorduk. Önceki etapta yolların boş olmasıyla basıp gitmeye alışmıştık.
Bilmeden ahkam kesiyormuş gibi olmak istemem, o nedenle yukarıdaki tabloyla ilgili bilgisi olan bir arkadaş bildiklerini paylaşabilirse çok güzel olur. Ama benim tahminim yukarıdaki bölgenin, seracılığın yoğun olarak yapıldığı bir bölge olduğu yönünde.
Etabın özellikle uzun süreceği de bilindiği için takımlar beslenme bölgesini es geçmek istememişler. Aslında yine de takımların çoğunun arabası yoktu burada.
Biz de kısa bir mola vermiştik. Fırsattan istifade, fotoğraf çekmeye devam ettim. Yukarıda Belkin ve Cofidis takım araçları görünüyor. Cofidis’in arabasının üzerinde hiçbir bisiklet olmaması enteresan gerçekten. TUR’daki takım arabalarının üzerine 6 tane bisiklet koyulabiliyor, takımlar normalde 8 kişi olduğu için de kalan 2 bisiklet diğer takım arabasında duruyor. Cofidis gibi genel klasman anlamında çok iddialı bir kadroyla gelen bir takımın ikinci arabasında yedek bisiklet bulunmaması bu nedenle biraz ilginç.
Belkin’in arabasında ise yukarıda bahsettiğim gibi 2 bisiklet bulunuyordu. Etap tırmanış etabı olduğu için sprinter yönü öne çıkan bisikletçilerinin yedek bisikletlerini ikinci arabaya koymayı tercih etmişler.
Belkin arabasının bagajı. Heybeler hazır, bisikletçilerin gelmesini bekliyor.
Belkin soigneur’ünden rica ettim, o da kırmadı, işte bir heybenin muhteviyatı. Gökhan arkadaşımıza sormuştum acaba takımda kendisine özel olarak heybe hazırlanan bir bisikletçi var mı şeklinde. O da takımdaki görevlilerle konuşmuş ve yanlış hatırlamıyorsam genelde böyle özel tercihi olan bir bisikletçi olmadığını, belki çok önemli yarışların bazılarında istisna yaptıklarını öğrenmiş.
Yollar dikleşince rubleler büyür.
Yedek bisikletlerden birisi Jetse Bol’ün.
Wanty takımın sprinteri Napolitano’nun bisikleti de ikinci arabada.
Burada da Astana’nın kullandığı Specialized S-Works’leri görüyorsunuz.
Beklendiği gibi 11 vites.
Beslenme bölgesinden sonra da kırsal kesimlerden geçerek yolumuza devam ettik. Etrafımızda dağlar, ormanlar, yer yer de bitkisiz kalmış kurak topraklar vardı. Bitkisizliğin nedeni rakım veya hava sıcaklığı olabilir.
Yolumuzun üzerinde bir göle denk geldik ve mola verip fotoğrafını çektik. Şimdi haritadan kontrol ettim, sanırım bu göl Çayboğazı Baraj Gölü.
Yukarıdaki fotoğrafı da panoromik olarak çektim ki bir fotoğraf karesinde gölü bütünüyle görebilelim.
Yine internette yaptığım bir araştırmaya göre burada kafes balıkçılığı yapılıyormuş. Buradaki habere göre 60 ton alabalık yetiştirilebiliyor.
Dağların zirvelerinde çok yoğun olmasa da kar kümelerinin kalmış olduğunu gördük.
Elmalı zirvesine (Göğübeli) doğru yola devam ederken, Elmalı Köyü’nde bir mola verdik. Köy kahvesinde birer çay içelim dediğimizde de şu tabloyla karşılaştık. Ahali kahvede toplanmış, TUR’u izliyor. :)
Bu da başka bir açı. Arkadaşlar amcaların bazılarıyla röportaj yaptılar. Köyün içerisinden geçerken etraf pek kalabalık değildi, sonra zirveye çıkınca anladık ki, gidebilen herkes zirveye gitmiş öğleden sonrayı orada geçiriyor; köy bu nedenle tenhaymış.
Bugün veresiye veremem. :)
Köyde TUR makyajı. Bayraklarla süslenmiş sokaklar.
Bisikletçilerin geçeceği yol. Burada da bayraklar devam ediyor.
Eskihisar İlköğretim Okulu, UCI ile işbirliği yapmış. :)
Kahvenin dışarısında da bayraklar hazır bir şekilde bekliyor.
Etabın devamını bir sonraki yazıda anlatacağım. Az sonra…
Sayfanın oluşturulma tarihi: 19 Mayıs 2014
Sayfanın son güncellenme tarihi: 19 Mayıs 2014