Tour of California 2013 Parkur Analizi ve Favoriler

Kuzey Amerika topraklarında koşulan en önemli etaplı yarış olan Tour of California’nın dün gece (ya da bu sabah) 1. etabı koşuldu. Kanada’da koşulan 2 adet tek günlük WorldTour yarışı mevcut, ama Amerika Birleşik Devletleri özelinde bakacak olursak, kendilerinin hiçbir WorldTour yarışı olmadığını görüyoruz. Bazı Amerikalı bisikletçilerin “Bu topraklar 4. büyük turu görmeyi hak ediyor” (Bkz: Taylor Phinney) demelerine rağmen, ben o kadar abartmayayım ama ABD topraklarında koşulacak WorldTour yarışlarının da sporu muhtemelen olumlu etkileyeceğini belirteyim.

Giro d’Italia heyecanı gümbür gümbür devam ediyor. Genelde genel klasman anlamında ilk haftalar biraz daha az hareketli geçer ama bu sene değil. Etaplar birbirinden zevkli geçince izleyen sayısı da iyice arttı ve buna paralel olarak basın da daha fazla ilgi göstermeye başladı. Biraz da bu nedenle Tour of California, normalde olduğundan biraz daha geri planda kaldı ve sessiz sedasız bir şekilde start aldı.

Neden Tour of California

Tour of California da bizim Türkiye Turu’muz gibi 2.HC kategorisinde koşuluyor. Okyanus ötesinde koşulmasına rağmen görebildiğim kadarıyla bizden daha fazla ilgi çekmeyi başarabiliyor. Tabii bunun birkaç nedeni var ve özellikle biz de son 2, 3 senede büyük aşama kaydettik ama yine de genel klasman iddialıları açısından hala gerideyiz. Tour of California’yı öne çıkaran nedenlerden birkaçından bahsedeyim:

2006 yılında başlaması ve o zamanlar Şubat ayında koşulmasına rağmen, birkaç senedir Mayıs ayında koşuluyor. İkliminden ötürü Avrupa yavaş yavaş ısınmaya başlarken, neredeyse güzel havayı garanti edebilen bir yarış sunuyor bisikletçilere.
Takvimde Giro ile çakışmasının negatif olduğu düşünülebilir ama başka bir açıdan bakacak olursak, Tour de France’a hazırlanmak isteyenler için ideal koşullarda hem sprint etapları olan, hem zamana karşı etabı içeren, hem de tırmanış etapları barındıran komple bir bir haftalık yarış sunuyor.
Bisiklet pazarındaki birçok üretici ve sponsorun ABD kökenli olması nedeniyle, sponsor oldukları veya bir şekilde destekledikleri takımların ABD topraklarında koşulan en önemli yarışta boy göstermelerini istiyorlar. Bu şirketlere birkaç örnek vermek gerekirse: RadioShack, Garmin, BMC, Specialized, Cannondale
Yine benzer bir şekilde Amerikalı bisikletçilerin kendi ülkelerinde yarış koşmak istemelerinden ötürü, birçok yüksek profilli yıldızı da yarışta görebiliyoruz.

2013 Yarış Parkuru

Parkur aslında Türkiye Turu’nun bu seneki parkuruyla biraz benzerlik gösteriyor (zamana karşı etabı hariç). Genelde etaplar fazla uzun sayılmayacak uzunlukta ve çok fazla tırmanış/iniş içermiyorlar. Tırmanış finişiyle biten 2 etap göze çarpıyor, geri kalan etaplarda pelotonun toplu halde finişe ulaşma ihtimali yüksek. Zaten Peter Sagan bu şekilde geçen seneki turu domine etmeyi başarmıştı. Hatta aldığı etap galibiyetleriyle o kadar zaman bonusu aldı ki tırmanış finişlerinde bile geride kalsa hala genel klasmanı yüksek sıralarda bitirebilir diye düşünenler bile vardı.

Genel klasmanı şekillendirecek etaplar kısa bir tırmanış finişi içeren 2. etap, benzer bir şekilde yine finişe doğru bir tırmanış içeren zamana karşı olarak koşulacak 6. etap ve turun kraliçe etabı olarak görülen ve bisikletçilerin bu yarışta tırmanacakları tek dağ finişine (Mount Diablo) ev sahipliği yapacak 7. etap.

Favoriler

Parkur çok fazla ve uzun sayılabilecek tırmanış içermediği için alışageldiğimiz genel klasman iddialılarının yanında tırmanışı görece iyi olan zamana karşı uzmanlarının da başarılı olabileceğini söyleyebiliriz. Bu isimlere ilk örnek David Zabriskie olabilir. Kendisi 2012’de yarışı Gesink’in arkasından 2. sırada tamamlamıştı, bu sene de Garmin’in tek önemli kozu olarak burada. Tek önemli kozu olması kesin lider olduğunu göstermesi açısından güzel ama takımın verebileceği katkı açısından biraz düşündürücü tabii ki. Ama Zabriskie’nin bu yarışta iyi bir performans göstermek istediğini söyleyebiliriz, bu nedenle de motivasyonu yüksek olacaktır. Zira USADA soruşturmasından dolayı aldığı 6 aylık ceza 2 ay önce bitti ve bu sene sadece Vuelta Ciclista a Catalunya’da yarışıp orada da turu tamamlayamadan abandone olmak durumunda kalmıştı. Sezonun geri kalanı için form tutmak istediğini tahmin etmek güç değil.

Bu yarışa ilk defa bu kadar favori olarak gelen Tejay Van Garderen ise BMC’nin genel klasman lideri. Diğer favorilere oranla hem tırmanışı, hem de zamana karşısı iyi olduğu için şansı yüksek. Aynı zamanda Tour de France’ta liderlik pozisyonunda olmayı talep edebilmek için hazırlık yarışlarında önemli performans göstermesi lazım ve Tour of California onun için çok önemli bir fırsat. Artık ilk etaplı yarış galibiyetini almasının da vakti geldi.

Alberto Contador hala yarışlardan uzak antrenmanlarına devam ederken, Michael Rogers burada takımın liderliğini yapacak. Bu sene çok önemli bir başarısı henüz yok ama Contador da yokken bu fırsatı değerlendirip iyi bir derece elde etmeye çalışacağından kuşkum yok. Aynı zamanda Tour de France’a da şunun şurasında 1,5 ay gibi bir süre kaldı. Artık bisikletçilerin formlarını üst seviyeye çekmesi gerekiyor.

Son öne çıkan favori ise Vacansoleil-DCM’in lideri Lieuwe Westra. Hollandalı bisikletçi Tour of California’ya ilk defa katılıyor ama hedefleri yüksek. Hem zamana karşısı, hem de tırmanışı fena değil ve formda olduğu zaman en üst seviyede yarışırken görebiliyoruz kendisini. Zaten bu sabah tamamlanan ilk etabı da düz profile rağmen pelotonun önünden kaçış yaparak alması onun adına oldukça iyiye işaret.

Kendisinden favori olarak bahsetmemiz pek mümkün değil ama Andy Schleck‘in de burada olduğunu ekleyeyim. Özellikle Liege-Bastogne-Liege’de beklentilerin bayağı üzerine çıkarak, Dan Martin’in sadece 1’20” gerisinde yarışı tamamlamış ve Quintana, Moreno, Uran gibi isimleri geride bırakmıştı. Her ne kadar Liege-Bastogne-Liege oldukça uzun ve zorlu bir yarış olsa da Schleck’in 8 etaplı bir yarışta ne yapabileceğini kestirmek hala güç. Artık istikrarı tutturmasının zamanı da geldi gibi. Bakalım o neler yapacak?